12/19/2010
12/17/2010
12/13/2010
Gel Tezkere
12/10/2010
Bu Çocuk Askere Gider...
Kuvveti Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Sınıfı ULAŞTIRMA
Statüsü Kısa Dönem Er
Branşı Ulş. Er.
Gideceği Sınıf Okulu /
Eğitim Merkezi K.K. Loj. K. Ulş. K. Ulş. Ağır Oto A. K.lığı
ETİMESGUT ANKARA
Katılış Tarihi 12.12.2010
Varsa burayı bilen bi ayrdım eder herhalde :)
Sınıfı ULAŞTIRMA
Statüsü Kısa Dönem Er
Branşı Ulş. Er.
Gideceği Sınıf Okulu /
Eğitim Merkezi K.K. Loj. K. Ulş. K. Ulş. Ağır Oto A. K.lığı
ETİMESGUT ANKARA
Katılış Tarihi 12.12.2010
Varsa burayı bilen bi ayrdım eder herhalde :)
12/04/2010
2010 Yılın Takımı
Bu da benim yılın takımım. Zaten çoğu kişinin aynı olucaktır. Ben sadece bu sezon başındaki süper formundan dolayı G.Bale'i İniesta'ya tercih ettim. O da biraz "ezilen" takım tutma sevdamızdan. Hoş Tottenham ne kadar ezilen takım orası ayrı ama sonuçta Avrupadaki kafa takımlardan birinde değil o yüzden onu ekledim. Van Bronckhorst abimiz ise o yaştaki müthiş vedasının hatırına...
11/26/2010
Comandante !
Seviyorum ulan seni! Hatta tapıyorum!
Kişisel dipnot: Ah bir de şu haysiyetsiz futbolcuları kovsan...
11/15/2010
15. Not
* Ramazandan beri not yazmamışım, oha hatta çüş bana...
* Fenerli sevgili futbol bilmeyen sevgiliden daha iyidir. gerçekten...
* Bekle beni tsk geliyorum :)
* Terzi kendi söküğünü dikebilir ama berber kendini traş edemez doğrusu budur bence :)
* Atmden banka satın almaya çalışan insanlara uyuz oluyorum. Valla böle insanlar var. Amca geliyor atmnin önüne 10 dakikadan uzun sürüyor işlemi, aq pra çekiyorsun, yatıyorsun ya da gönderiyorsun ne kadar uzun sürebilir ki, paşalarım bildiğin bankayı satın alıyor biz mal gibi bekliyoruz bunları. Geçen amcaya müdahale ettim şuraya basıcan diye anca çakozladı. Mal gibi bakıyor ekrana zaten okuma yavaş ötesi, anlama desen hiç yok gibi birşey o zamangit içerden hallet işini bizi bekletme bari adam/kadın.
* Arada sinirleniyorum galiba.
* Ayrıca Server #76 senin amına koyayım ben sikti git lan başımızdan. Git Yalıda nargile iç. Ah bi daha gelsen de doya doya küfür etsem sana.
Vay Halimize...
3 sene evvel dalga geçtiğimiz Sabri eğer bugünkü takımın en iyi türk oyuncusu ise ( ki genelde de ikinci en iyi oluyor) vay halimize biz ne duruma gelmişiz... Yazıklar olsun yönetime de o türk pasaportlu futbolcu müsvettelerini de...
11/11/2010
11/10/2010
While My Guitar...
The Beatles dinlemeye ya da görmeye çalışan birinin fotoğrafı, süpermiş. Tam While my guitar gently weeps çalarken denk geldi, siz de dinleyin...
10/22/2010
10/21/2010
10/20/2010
15 Sene Sonraki Milli Takım Hocası
Hiddink'i görünce çok üzülmemiştir herhalde. 15 yıl sonra çok milyon euroya tekrar gelirim diye düşünüyordur. Yolu açık olsun, gönderenler de kıçına bi zahmet kına yaksın!!!
10/19/2010
Önce Bunlar Gitmeli !!!
Rijkaard'ı kovmak mı çözüm? Çözümü daha başka yerlerde aramalıyız bence.
Problem en baştan kazandığımız son şampiyonlukla başladı. Galatasaray'da oynayan genel kültür yoksulu, görmemiş, ezik ve lümpen futbolcu topluluğu kendini herkesten üstün görmeye başladı. Tabi o zamanki H.Şükür, H. Şaş, Emre Aşık gibi futbolcular futbol bazında kaliteli isimlerdi kendileri istedikleri gibi at koştursa da haklarını vermek gerek "iyi" oynuyorlardı. Bu şampiyonlukla beraber türk topçularda biz istersek kazanırız havası oluşmaya başladı. Servet bile bala göte attığı 2 gol ile gaza gelip şu dağları ben yarattım havasına girdi. (not: brk burada küfür etmek istemektedir, ama şu anda kendini zor tutmaktadır) Ama şu anda ufak bi problem var; servetler,m.sarplar, serdar özkanlar, ayhanlar ya da ali turanlar futbol konusunda biraz gerizekalılar. Eskiler gibi gruplaşıyorlar ama oynayamıyorlar. İşin kötüsü yine de hocanın ipini çekebiliyorlar. Biliyorum konu biraz dağıldı ama kısacası Rijkaard'ı değil önce bunları ve bunları getiren Fenerbahçeye maç satmış A.Sezgin'i kovmak lazım. Ama tabi böyle bir şey olmayacak olan Rijkaard'a olucak ve bizi de kandırmak için gene bir efsanemiz takımın başına zoraki getirelecek.
Not2: Servet Çetin ve bu diğer adamlar Fener maçında oynar ise ben pazar günü Fener'i tutarım. Siktirsin gitsin artık bu adamlar...
Problem en baştan kazandığımız son şampiyonlukla başladı. Galatasaray'da oynayan genel kültür yoksulu, görmemiş, ezik ve lümpen futbolcu topluluğu kendini herkesten üstün görmeye başladı. Tabi o zamanki H.Şükür, H. Şaş, Emre Aşık gibi futbolcular futbol bazında kaliteli isimlerdi kendileri istedikleri gibi at koştursa da haklarını vermek gerek "iyi" oynuyorlardı. Bu şampiyonlukla beraber türk topçularda biz istersek kazanırız havası oluşmaya başladı. Servet bile bala göte attığı 2 gol ile gaza gelip şu dağları ben yarattım havasına girdi. (not: brk burada küfür etmek istemektedir, ama şu anda kendini zor tutmaktadır) Ama şu anda ufak bi problem var; servetler,m.sarplar, serdar özkanlar, ayhanlar ya da ali turanlar futbol konusunda biraz gerizekalılar. Eskiler gibi gruplaşıyorlar ama oynayamıyorlar. İşin kötüsü yine de hocanın ipini çekebiliyorlar. Biliyorum konu biraz dağıldı ama kısacası Rijkaard'ı değil önce bunları ve bunları getiren Fenerbahçeye maç satmış A.Sezgin'i kovmak lazım. Ama tabi böyle bir şey olmayacak olan Rijkaard'a olucak ve bizi de kandırmak için gene bir efsanemiz takımın başına zoraki getirelecek.
Not2: Servet Çetin ve bu diğer adamlar Fener maçında oynar ise ben pazar günü Fener'i tutarım. Siktirsin gitsin artık bu adamlar...
10/15/2010
Seyrantepe Çimleri
Vay be sonunda bu da oldu, artık çimlerine kadar hazır stadyum. Bu ana tanıklık etmek isteyenler için linki gelsin.
http://www.rerererarara.net/aslantepe/
http://www.rerererarara.net/aslantepe/
10/14/2010
10/12/2010
10/07/2010
9/27/2010
Dünyanın En Gereksiz Adamıyım...
İşte ben bunu yapıyorum ve gururla kabul ediyorum. Malum puding genelde çok büyük olmuyor 3-4 kaşık ile bitebilme potansiyeli var ama çay kaşığı ile öle değil, ye ye bitmiyor ve ben de bunun sonunda mutlu oluyorum. Bu kadar da pozitif bir insanım, en ufak şeyden bile mutlu olabiliyorum. Ayrıca bazen dondurma yerkende bunu uyguluyorum.
9/24/2010
9/23/2010
Top 10 : Pink Floyd
Baş not: En kısa zamanda Metallica içinde yapıca şarkıları seçtim bile, siz bu eskisine göz gezdirin şimdilik...
Öncelikle söylemeliyim ki liste benim en sevdiğim 10 şarkıdır. İlla ki sizin listeleriniz ile birebir örtüşmeyecektir. Aslında sevdiğim grupların Top5 listelerini yapmak gibi bir planım vardı ama Pink Floyd için 5 şarkının yetmeyeceğini anladım ve bu sayıyı 10 olarak değiştirdim. Artık başlayayım ufaktan...
10- Welcome to the Machine : Aslında sıralamadaki en zor yerlerden biri idi bu 10 numara. Çok aday vardı ve kim kalsa yazık olucaktı. En çok Time ile kapıştı son anda listeye girdi. Neyse konumuza dönelim ve şarkıyı kendimizce analtmaya çalışalım. Aslında sadece bir kısım sözlerini yazsam çok şey anlatırım diye düşünmekteyim.
welcome my son, welcome to the machine
what did you dream? it's alright we told you what to dream
Tam olarak 3 kuruşa sistem için çalışan bizi anlatan bir şey. Bu cümle ile beni benden alan belki de şu hayata isyan ettiren şarkı...
9- Marooned : Bu şarkı için ne diyeceğimi bilemiyorum. Genelin aksina çok fazla sevdiğim Divison Bell albümündedir. Benim için her zaman bir şarkıdan fazlası olmuştur. Kelime olarak ıssız bir yerde terkedilmek anlamına gelir. Gerçekten şarkı da bana hep yalnızlığı ve hüznü çağrıştırmıştır. Gecenin karanlığında insana çok fazla şey düşündürtendir. 02:30 da başlayan solosu için David Babaya her zaman şükran duyulması gerekmektedir. Ah keşke ben de böyle gitar çalabilsem...
8 – Sorrow : Bu şarkı belki de daha üst sıralarda olmayı hakediyor ama orjinal versiyonuna bir türlü ısınamadım ondan galiba. Ama Pulse için konuşacaksak diyecek bir şey bulamamaktayım. Bu şarkıdan da kısa bir yer vericeksem eğer kesinlik şurası olur.
there's an unceasing wind that blows through this night
and there's dust in my eyes, that blinds my sight
and silence that speaks so much louder that words,
of promises broken
Zaten bir insan diğerine niye bir söz verir ki, bu kadar güvenilmez midir ki insanlar birbirlerine söz verme ihtiyacı duyarlar... Solosu için bir şey demek istemiyorum, sonuçta David Gilmour solosu nasıl olabilir ki? Tek kelime ile mükemmel...
7 - Any Colour You Like : Listedeki Marooned dan sonraki bir başka enstrümental şarkı. Bu şarkı bana ne anlatıyor hala emin değilim ama o gitar ve synthesizer benim hep bi şekilde içimi burkmaktadır. Seçimler ya da seçimsizlikler üzerine düşündürtmeye sevk etmiştir beni belki de isminden dolayı... 01:20 den itibaren gene David Baba sazı pardon gitarı eline alır ve efsane yaratır kısaca...
6 – Hey You : Listede yükselirken ister istemez The Wall’a geliyoruz. Ne denir bilemicem zaten bu albüm için. Açıkcası bu albümden herhangi bir şeyi yorumlamak haddime mi ondan bile emin değilim. En iyisi ben susayım Roger Waters konuşsun.
hey you, don't tell me there's no hope at all
together we stand, divided we fall.
5 – Wish You Were Here : Liste eğer bunu okuyacak olan var ise nasıl gidiyor bilmemekteyim. Zaten yazarken şarkıları da tek tek dinlediğim için artık umrumda da değil. Zaten tam Şarkıyı yazarken listede kendiliğinden geldi. Bu bir işaret mi onuda bilmiyorum. Özlemek fiilinin anlam bulduğu şarkıdır bu benim için. Bu sefer farkılılık yapıp türkçe sözlerini vereceğim sizlere
demek ayırt edebileceğini sanıyorsun cehennemi cennetten,
mavi gökleri acıdan.
ayırt edebilir misin yeşil bir tarlayı soğuk çelik raylardan?
gülüşü bir peçeden?
ayırt edebileceğini mi sanıyorsun?
ve kahramanların yerine hayaletleri koymaya mı zorladılar seni?
sıcak küllerin yerine ağaçları?
sıcak havanın yerine serin bir meltemi?
donuk rahatlık yerine değişimi?
ve savaştaki bir harekete katılmayı,
değiştin mi kafesteki liderlik rolüne
nasıl isterdim, nasıl isterdim burada olmanı.
biz yalnızca iki yitik ruhuz bir akvaryumda yüzen, yıllardır,
aynı eski toprakları aşındırarak. ne bulduk ki?
aynı eski korkuları
keşke burada olsaydın.
4 - Echoes : Öncelikle bu listeyi hazırlarken böle bir ruh haline gireceğimi düşünmemiştim. Şarkıları ardarda dinlemek baya etkiledi beni. Açıkcası Echoes dinlerken iyice tribal oldum galiba. Kısaca şarkıdan bahsetmek isterim ama 23 dakikalik bir şeyden nasıl kısaca bahsedebilirim bilmiyorum. Ekşide bu parça için evrenin sesi lafını okumuştum. Benim içni gecenin sesidir bu parça. Gecenin artık uyumaktan başka bir işe yaramayacağı saatlerde kulakta kulaklık, martı ve gitar sesleri bütünlüğü ile gözleri kapatıp hayal dünyasına sokmaktadır bu şarkı beni. İnsana albatros görmek isterir bu şarkı.
3 – High Hopes : Liste bitmeye doğru yaklaşırken efsaneler bir bir hatırlanmaya başlanıyor. Şarkıyı açıyor ve yazmaya başlıyorum hissettiklerimi... Öncelikle kendisi 8 buçuk dakikalık bir baş yapıttır ve büyük ihtimalle bundan daha iyi olan şarkılar listedeki kalan son 2 şarkıdır. Albüm adı üstüne ayrılık çanıdır. Bu şarkıdan ismini almıştır. Nostaljinin, ölümün, cennetin,insan olmanın, onun getirdiği hisslerin tasvirlerini içinde barındırır bana göre. Üstatların son şarkısıdır. Ve onlara yakışan bir sondur bence... Hatta sondaki soloda onlara çok yakışır gitar bana göre ağlar ta ki çanlar çalmaya başlayana kadar.
the grass was greener
the light was brighter
with friends surrounded
the night of wonder
2 – Comfortably Numb : İtiraf ediyorum ilk dinlediğimde bu şarkıyı sevmemiştim. Burda herkesten özür diliyorum bu yüzden öncelikle... Ne anlatabilirm bu şarkı ile bilmiyorum klasik geyik gerekiyorsa 2 ayrı kısmı vardı şarkının herkesin bildiği gibi David ve Roger’ın söylediği ve ben David Gilmour’u daha fazla sevdiğim için şarkının o kısımlarını hep daha çok sevmişimdir.
now i got that feeling once again.
i can't explain, you would not understand.
this is not how i am.
i have become comfortably numb.
Ve...
your lips move but i can't hear what you're sayin'.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
out of the corner of my eye.
i turned to look but it was gone.
i cannot put my finger on it now.
the child is grown, the dream is gone.
i have become comfortably numb.
Bunlar söylerlerken ben kendimden geçerim bi şekilde, anlamsızca... Benim bildiğim hep en sondadır bu şarkı konserlerde. İşe yarar bir bilgimidir onuda bilmiyorum ama... Galiba bende şu anda keyifli bir uyuşukluk içindeyim...
Pink Floyd - Comfortably Numb
Yükleyen Dan_of_the_Land. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaşayın!
1 – Shine On You Crazy Diamond : Ve işte listenin tartışmasız bir numarası. Eğer hayatımın bir soundtrack i olsa kesinlikle film bittiğinde yani öldüğümde bu şarkının çalmasını isterdim. Bunun sözlerini falan anlatmaya ya da yazmaya bile çalışmayacağım. Herhangi bir şey söyleyip şarkıyı kirletmek istemiyorum... 8 buçuk dakika tek bir söz bile söylemeden nasıl insana her çeşit duyguyu yaşatabilir bir şarkı bunun ispatidır bu bence... Ayrıca ikinci kısmınıda en az birinci kısmı kadar çok severim.
Öncelikle söylemeliyim ki liste benim en sevdiğim 10 şarkıdır. İlla ki sizin listeleriniz ile birebir örtüşmeyecektir. Aslında sevdiğim grupların Top5 listelerini yapmak gibi bir planım vardı ama Pink Floyd için 5 şarkının yetmeyeceğini anladım ve bu sayıyı 10 olarak değiştirdim. Artık başlayayım ufaktan...
10- Welcome to the Machine : Aslında sıralamadaki en zor yerlerden biri idi bu 10 numara. Çok aday vardı ve kim kalsa yazık olucaktı. En çok Time ile kapıştı son anda listeye girdi. Neyse konumuza dönelim ve şarkıyı kendimizce analtmaya çalışalım. Aslında sadece bir kısım sözlerini yazsam çok şey anlatırım diye düşünmekteyim.
welcome my son, welcome to the machine
what did you dream? it's alright we told you what to dream
Tam olarak 3 kuruşa sistem için çalışan bizi anlatan bir şey. Bu cümle ile beni benden alan belki de şu hayata isyan ettiren şarkı...
9- Marooned : Bu şarkı için ne diyeceğimi bilemiyorum. Genelin aksina çok fazla sevdiğim Divison Bell albümündedir. Benim için her zaman bir şarkıdan fazlası olmuştur. Kelime olarak ıssız bir yerde terkedilmek anlamına gelir. Gerçekten şarkı da bana hep yalnızlığı ve hüznü çağrıştırmıştır. Gecenin karanlığında insana çok fazla şey düşündürtendir. 02:30 da başlayan solosu için David Babaya her zaman şükran duyulması gerekmektedir. Ah keşke ben de böyle gitar çalabilsem...
8 – Sorrow : Bu şarkı belki de daha üst sıralarda olmayı hakediyor ama orjinal versiyonuna bir türlü ısınamadım ondan galiba. Ama Pulse için konuşacaksak diyecek bir şey bulamamaktayım. Bu şarkıdan da kısa bir yer vericeksem eğer kesinlik şurası olur.
there's an unceasing wind that blows through this night
and there's dust in my eyes, that blinds my sight
and silence that speaks so much louder that words,
of promises broken
Zaten bir insan diğerine niye bir söz verir ki, bu kadar güvenilmez midir ki insanlar birbirlerine söz verme ihtiyacı duyarlar... Solosu için bir şey demek istemiyorum, sonuçta David Gilmour solosu nasıl olabilir ki? Tek kelime ile mükemmel...
7 - Any Colour You Like : Listedeki Marooned dan sonraki bir başka enstrümental şarkı. Bu şarkı bana ne anlatıyor hala emin değilim ama o gitar ve synthesizer benim hep bi şekilde içimi burkmaktadır. Seçimler ya da seçimsizlikler üzerine düşündürtmeye sevk etmiştir beni belki de isminden dolayı... 01:20 den itibaren gene David Baba sazı pardon gitarı eline alır ve efsane yaratır kısaca...
6 – Hey You : Listede yükselirken ister istemez The Wall’a geliyoruz. Ne denir bilemicem zaten bu albüm için. Açıkcası bu albümden herhangi bir şeyi yorumlamak haddime mi ondan bile emin değilim. En iyisi ben susayım Roger Waters konuşsun.
hey you, don't tell me there's no hope at all
together we stand, divided we fall.
5 – Wish You Were Here : Liste eğer bunu okuyacak olan var ise nasıl gidiyor bilmemekteyim. Zaten yazarken şarkıları da tek tek dinlediğim için artık umrumda da değil. Zaten tam Şarkıyı yazarken listede kendiliğinden geldi. Bu bir işaret mi onuda bilmiyorum. Özlemek fiilinin anlam bulduğu şarkıdır bu benim için. Bu sefer farkılılık yapıp türkçe sözlerini vereceğim sizlere
demek ayırt edebileceğini sanıyorsun cehennemi cennetten,
mavi gökleri acıdan.
ayırt edebilir misin yeşil bir tarlayı soğuk çelik raylardan?
gülüşü bir peçeden?
ayırt edebileceğini mi sanıyorsun?
ve kahramanların yerine hayaletleri koymaya mı zorladılar seni?
sıcak küllerin yerine ağaçları?
sıcak havanın yerine serin bir meltemi?
donuk rahatlık yerine değişimi?
ve savaştaki bir harekete katılmayı,
değiştin mi kafesteki liderlik rolüne
nasıl isterdim, nasıl isterdim burada olmanı.
biz yalnızca iki yitik ruhuz bir akvaryumda yüzen, yıllardır,
aynı eski toprakları aşındırarak. ne bulduk ki?
aynı eski korkuları
keşke burada olsaydın.
4 - Echoes : Öncelikle bu listeyi hazırlarken böle bir ruh haline gireceğimi düşünmemiştim. Şarkıları ardarda dinlemek baya etkiledi beni. Açıkcası Echoes dinlerken iyice tribal oldum galiba. Kısaca şarkıdan bahsetmek isterim ama 23 dakikalik bir şeyden nasıl kısaca bahsedebilirim bilmiyorum. Ekşide bu parça için evrenin sesi lafını okumuştum. Benim içni gecenin sesidir bu parça. Gecenin artık uyumaktan başka bir işe yaramayacağı saatlerde kulakta kulaklık, martı ve gitar sesleri bütünlüğü ile gözleri kapatıp hayal dünyasına sokmaktadır bu şarkı beni. İnsana albatros görmek isterir bu şarkı.
3 – High Hopes : Liste bitmeye doğru yaklaşırken efsaneler bir bir hatırlanmaya başlanıyor. Şarkıyı açıyor ve yazmaya başlıyorum hissettiklerimi... Öncelikle kendisi 8 buçuk dakikalık bir baş yapıttır ve büyük ihtimalle bundan daha iyi olan şarkılar listedeki kalan son 2 şarkıdır. Albüm adı üstüne ayrılık çanıdır. Bu şarkıdan ismini almıştır. Nostaljinin, ölümün, cennetin,insan olmanın, onun getirdiği hisslerin tasvirlerini içinde barındırır bana göre. Üstatların son şarkısıdır. Ve onlara yakışan bir sondur bence... Hatta sondaki soloda onlara çok yakışır gitar bana göre ağlar ta ki çanlar çalmaya başlayana kadar.
the grass was greener
the light was brighter
with friends surrounded
the night of wonder
2 – Comfortably Numb : İtiraf ediyorum ilk dinlediğimde bu şarkıyı sevmemiştim. Burda herkesten özür diliyorum bu yüzden öncelikle... Ne anlatabilirm bu şarkı ile bilmiyorum klasik geyik gerekiyorsa 2 ayrı kısmı vardı şarkının herkesin bildiği gibi David ve Roger’ın söylediği ve ben David Gilmour’u daha fazla sevdiğim için şarkının o kısımlarını hep daha çok sevmişimdir.
now i got that feeling once again.
i can't explain, you would not understand.
this is not how i am.
i have become comfortably numb.
Ve...
your lips move but i can't hear what you're sayin'.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
out of the corner of my eye.
i turned to look but it was gone.
i cannot put my finger on it now.
the child is grown, the dream is gone.
i have become comfortably numb.
Bunlar söylerlerken ben kendimden geçerim bi şekilde, anlamsızca... Benim bildiğim hep en sondadır bu şarkı konserlerde. İşe yarar bir bilgimidir onuda bilmiyorum ama... Galiba bende şu anda keyifli bir uyuşukluk içindeyim...
Pink Floyd - Comfortably Numb
Yükleyen Dan_of_the_Land. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaşayın!
1 – Shine On You Crazy Diamond : Ve işte listenin tartışmasız bir numarası. Eğer hayatımın bir soundtrack i olsa kesinlikle film bittiğinde yani öldüğümde bu şarkının çalmasını isterdim. Bunun sözlerini falan anlatmaya ya da yazmaya bile çalışmayacağım. Herhangi bir şey söyleyip şarkıyı kirletmek istemiyorum... 8 buçuk dakika tek bir söz bile söylemeden nasıl insana her çeşit duyguyu yaşatabilir bir şarkı bunun ispatidır bu bence... Ayrıca ikinci kısmınıda en az birinci kısmı kadar çok severim.
9/22/2010
9/16/2010
Sabri'nin Hayal Dünyası
Yapanın eline sağlık, süper olmuş :)
9/12/2010
Today we have furnished a new pipe system...
Finaldeyiz ama yetmez, sıra şampiyonlukta. Top kaybını minimumda tutsak alan savunmasında Gordon'u ve Durant'i kitleyebilsek ve içerden yüzdeli hucum etsek neden olmasın zor ama imkansız değil
9/11/2010
9/02/2010
9/01/2010
İşine Bak Tarkan!!!
Tarkan, bir antik kentin baraj suları altında kalmasına tepki göstermiş. "Çevre ve Orman Bakanı" Veysel Eroğlu ise adama burnunu sokmasın demiş. Oh ne ala memleket işinize gelince bütün halk anayasa profesörü gibi anayasa değişikliklerine burnunu soksun, işinize gelmeyince "sen gelme ulan ayı" misali "Tarkan şarkı söylesin" de. Sanki kendi arkeolog beyfendinin de orası antik kent değil flaan filan diyor...
8/30/2010
8/29/2010
Colin Kazım - Mehmet Topal
Mevkiler aynı değil kabul ama, Fener'de kadro dışı bırakılmış Colin-Kazım Milli takıma alınıyorken Valencia'lı Mehmet Topal neden alınmaz? Bir de işin Aurelio tarafı var orası daha ilginç, Betis'le ne yaptı ne ediyor eski formunda mı formunda ise kim izlemiş o da belli değil...
8/27/2010
Büyük Kaptan
Lan insan üzülmüş gibi yapar. Utanın be şu Baros'tan, Kewell'dan, Neill'dan. Adamlar en azından çabalıyor sen elin belinde 90 dakika dur. Bu mudur bu camianın çocuğu olmak ? Yazıklar olsun valla...
Edit: Acaba haksızlık mı ediyorum diyorum ama şunu görünce yine sinirim tepeme çıkıyor.
"Sarı-kırmızılı kafileyi taşıyan özel uçak sabaha karşı İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi. Galatasaraylı futbolcular, çok sayıda Çevik Kuvvet polisinin oluşturduğu güvenlik kordonundan geçerek takım otobüsüne bindiler. Kaptan Arda Turan ise takım otobüsü yerine ticari bir taksiye binerek havalimanında ayrıldı."
Kim veriyor bu çocuğa böyle hakları anlamak mümkün değil.
kaynak: ntvspor
8/26/2010
8/24/2010
Yoksa Haim Fresco...
Adnan Sezgin mi? Bakın olabilir aylardır elini kallstrom, m.bradley, misimovic,emana ve adını hatırlamadığım bi sürü topçuya attı hiçbiri gelemiyor. Bence Haim aslında Adnandı.
Not: Başlık inci başlığı gibi oldu idare edin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)